Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ ne göre küresel olarak nüfusun yüzde 91’i hala önerilen hava kalitesi yönergelerinin karşılanmadığı yerlerde yaşıyor.
Yüksek hava kirliliği olan mega kentlerde hava kirliliğine bağlı çeşitli hastalıkların gözlemlendiğini söyleyen Demant İşitme Sağlığı Grup Şirketleri Eğitim Müdürü, Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün, “Yapılan çalışmalar havadaki karbon monoksit oranının işitsel eşiği yükselttiğine ve buna bağlı olarak da işitsel duyarlılığın etkilediğine işaret ediyor. Yine bir başka araştırma ise çevredeki hava toz değerine uzun süre maruz kalmanın işitme kaybı için bir risk oluşturabileceğini söylüyor. İşitme kaybının artan oranı ve genel popülasyonda gözlemlenen mevcut hava kirliliği düzeyleri göz önüne alındığında, toplumdaki işitme kaybını etkili bir şekilde önlemek veya geciktirmek için çevresel hava kirliliğine maruz kalmayı azaltmaya yönelik çabalar önem kazanıyor” dedi.
İşitme kaybı riskini azaltacak öneriler
İşitme kaybı riskini azaltmak için önerilerde bulunan Demant İşitme Sağlığı Grup Şirketleri Eğitim Müdürü, Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün, “Yüksek sesli ortamlardan kaçınmak, uzun süre kulaklık kullanmamak, kulak hastalıkları söz konusu olduğunda hızlıca bir Kulak Burun Boğaz hekimine görünmek, kulağa kulak temizleme çöpleri ile müdahale etmemek gibi önlemler alınabilir. Bunlar işitme kaybını engellese de hava kirliliği gibi yalnızca işitme sorununu değil, pek çok sağlık sorununa yol açabilecek ve bireysel kontrolü pek mümkün olmayan konularda da toplumsal önlemler alınmalı” açıklamasında bulundu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.