Merakla beklenen memur maaş zamları dün açıklandı. TÜİK’in haziran ayı tüketici enflasyon verisini açıkladı. TÜİK’in verileri enflasyondaki beklentiyi karşılamadı. Maaş zammını etkileyecek 6 aylık enflasyon 19,77 oldu. 22 bin TL’ye çıkan memur maaşı ortalama ücret haline geldi. Emeklinin ise yüzde 19,77’de kaldı. Emekçiler taş kaynatarak tepki gösterdi. SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Yapılan zamları yeterli bulmuyoruz. Yoksulluk sınırının altında ödenecek miktarları kabul etmedik, etmeyeceğiz!” değerlendirmesinde bulundu.
Memurların dört gözle beklediği maaş zammı dün itibarıyla kamuoyuna duyuruldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayı tüketici enflasyon verisini açıkladı. Döviz kurlarının sert bir şekilde yükseldiği haziran ayında TÜİK’e göre tüketici fiyatları yüzde 3,92 artarken yıllık enflasyon yüzde 38,21 oldu.
ENAG İLE TÜİK ARASINDA UÇURUM VAR, EMEKÇİLER TAŞ KAYNATARAK TEPKİ GÖSTERDİ
ENAG grubuna göre ise haziranda tüketici fiyatları aylık yüzde 8,54,6 aylık yüzde 50,53, yıllık yüzde 108,58 arttı. TÜİK’in verileri enflasyondaki beklentiyi karşılamadı. Maaş zammını etkileyecek 6 aylık enflasyon 19,77 oldu. 22 bin TL’ye çıkan memur maaşı ortalama ücret haline geldi. Emeklinin ise yüzde 19,77’de kaldı. Emekçiler taş kaynatarak tepki gösterdi. Seçim sonrası döviz kurunda yaşanan yüzde 25’lik artışın haziran enflasyonuna yansıması bekleniyordu ancak bu yansıma beklentilerin altında kaldı. Temmuzda ise kurdaki yükseliş ve baz etkisinin ortadan kalkmasıyla yıllık resmi enflasyonun yeniden yukarı yönde şekillenmesi bekleniyor.
SAHİM-SEN BAŞKANI AKARKEN: YOKSULLUK SINIRININ ALTINDAKİ MİKTARLARI KABUL ETMEDİK, ETMEYECEĞİZ!
Memur maaşına yapılan zamlarla ilgili Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken şu değerlendirmelerde bulundu: “Yapılan zamları yeterli bulmuyoruz. Bizler yoksulluk sınırının altında ödenecek miktarları kabul etmiyorduk. Defalarca bunu ilettik. 10 adımda memur maaşların düzenlenmesine ilişkin talebimizdir dedik.
Bizlerin talebi;
Taban aylık gösterge rakamı 2000 olarak güncellenmesiydi. Toplu sözleşme ikramiyesi iptal edilerek, “üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine” 2000 olan taban aylık gösterge rakamına ilaveten, 50 gösterge rakamı ilave edilmesiydi. Emekli statüsündeki kamu görevlilerine de emeklileri temsilen sendikalaşma hakkı verilmesiydi.
Kıdem aylık gösterge rakamı her bir hizmet yılı için 40 olarak güncellenmesiydi.
Aylık gösterge tablosundaki rakamlar en az % 50 oranında artırılmasıydı. Devlet memurları zam ve tazminatlar kararnamesindeki yan ödeme ve özel hizmet tazminatı puanlarına en az %50 artış uygulanmasıydı. En yüksek devlet memuru brüt aylığına uygulanan oranlara ilişkin ana ve ara ek gösterge düzenlemeleri yapılarak, bakın bunun altını tekrar tekrar çiziyorum ana ve ara ek gösterge düzenlemeleri yapılarak en az % 20 artış sağlanmasıydı.
Gelir vergisi dilimlerine ait hesaplanan maktu had ve tutarların % 5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmalı ve tespit edilen had ve tutarları % 50 artırılmasıydı. İkinci öncelik düzenleme vergi dilimleri olmasıydı. Maalesef olmadı.
Aile ve çocuk yardımı göstergeleri en az %50 oranında artırılmalıydı.
Nüfus, konut sayısı, boş konut sayısı ve kira ücreti oranlarına göre her bölge için kira yardımı yapılmasıydı. Şu anda en düşük kira maalesef 10.000’ne dayandı.
Makam ve görev tazminatlarının kapsamı genişletilmeli ve oranları en az %40 oranında artırılmasıydı.
Bu artış oranları yapıldıktan sonra memur maaş katsayılarına en az %35 oranında artış yapılmasıydı. Taban katsayılarda yapılmayan artış refah düzeyini yükseltmez.
ENAG’A KARŞI DAVA AÇAN TÜİK’TEN ŞEFAF OLMASINI BEKLEYEMEYİZ!
TÜİK’in enflasyon verilerine yönelik Akerken, “TÜİK maalesef şeffaf olmadı. ENAG’a karşı davada açtı ama yargı bile TÜİK’in yanında yer almadı. Hal böyleyken TÜİK’in verilerini neye göre belirlediğini görmeden gerçek veriler üzerinden açıklama yaptığına nasıl inanabiliriz? Kabul edilemez maaş artışına yönelik düzenleme ile; memurluk statüsü yok edilmekte, eğitim önemini yitirmekte ve gelişmişlik imkansız hale gelmektedir” ifadesini kullandı.
REFAH SEVİYESİNDEN VE KALKINMADAN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL
“Memurlara ve emeklilerine yapılan kabul edilemez maaş artışları; memurların uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesine, eğitilmiş olmasına ve iyi bir yaşam standardına sahip olmasına engel teşkil ederek, refah devleti olmayı imkansız hale getirmektedir” diyen SAHİM-SEN Başkanı, “Sosyal adaletin olmadığı, çalışma barışının bozulduğu, maddiyat açısından bir anlamda çalışmaya zorlanarak, istihdamın yapılamadığı her durumda refah seviyesinden ve kalkınmadan bahsetmek mümkün değildir” yorumunda bulundu.
ASGARİ ÜCRETLE EŞDEĞER OLAN MEMURUN TABAN AYLIĞINA, YAPILMAYAN ARTIŞLAR KABUL EDİLEMEZ
Konuyla alakalı son olarak Akarken şunları söyledi: “Kısıtlama yaparak, nereden nasıl geri alırız” anlayışı ile oluşturulan memur ve emeklilerine yapılacak artışların bütçe kaynaklarının; gerek memur ve emeklilerinin temel yaşam standartlarından, gerekse gelir vergisi ve gelir vergisi dilimleri ile yine memur ve emeklilerinin maaşlarından oluşması kabul edilemez. İşçinin asgari ücretinden düşük; asgari ücretle eşdeğer olan memurun taban aylığına, yapılmayan artışlar kabul edilemez. ‘Asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücretidir. Pazarlık ücreti değildir. Asgari ücretin belirlenmesinde, diğer ücret çeşitlerinin aksine işçinin emeği değil insan olma kimliği ön plandadır. Ücretin temel insan haklarının güvencesi altında bir sosyal hak niteliğini taşıması, asgari ücretin kaynağını ve temelini oluşturmaktadır. İşçiye, ailesiyle birlikte insanca yaşaması için yeterli bir ücretin garanti edilmesidir’ anlayışı ile dahi bağdaşmayan, emekliliğe yansımayan seyyanen zam başta olmak üzere memurlara yapılacak maaş zamları istemiyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.